Aleyna Şimşek / Üniversite Öğrencisi / Yazılım
Bunu ben söylemiyorum. Geleceği okuyan Fütüristler söylüyor.
2030 yılından sonra güç merkezinin doğuya uzak doğuya kayacağı ifade ediliyor. Ve ülke olarak geleceğe daha büyük geleceğe hükmetmek gerekiyor. Peki geleceğe hükmedebilmenin yolu nereden geçiyor? Geleceğe hükmedebilmenin en etkili yolu konjonktürel koşulları iyi analiz edip, buna dair stratejiler geliştirmekten geçiyor.
Bunun için öncelikle uluslar arası gündemi iyi takip edip dünyada neler olup bittiğini görebilmek, kainat nereye gidiyor sorusuna cevap bulabilmek ve buna dair gerçekleri anlayıp algılayabilmek gerekiyor.
Bin yıl önce uygarlığın merkezi Doğu’ydu. Batı, önemli teknolojik gelişimini Doğu’dakini kopyalayarak gerçekleştirdi. Barutu Çin’ den aldı, silahı üretti. Kâğıdı Çin’den aldı matbaayı icat etti.
Cebir’i, Harzemli Harezmi’den aldı geometriyle birlikte algoritmayı keşfetti. Pusulayı Doğu’dan aldı, gemilerin hareket alanını belirleyen sisteme entegre etti. Hümanizmi Mevlana’dan, Yunus’tan aldı insan hakları evrensel beyannamesini hazırladı.
Asıl, kopyadan nefret etse de her zaman kopyanın ilham kaynağı olmuştur. Ancak gelişmişlik ve teknoloji, zaman içinde zemin değiştiriyor.
Batı, çeyrek asır öncesine kadar dünya gelir kapasitesinin üçte ikisini yönetiyordu. Ancak bugün bu durum neredeyse eşitlenmiş durumda.
Düşünce kuruluşlarının analizlerine göre; durum eğer böyle giderse yakın gelecekte doğunun dünya gelir kapasitesinin 2/3 ü yöneteceği yönünde. Artık yakın zaman sonra dünyanın geleceği Atlantik havzasından Pasifik havzasına evrilme istikametinde.
Binlerce yıl ticarete güzergâhlık yapan ipek yolu Batının reform ve rönesansının ilham kaynağı oldu, doğudaki bu ışık batıya kaydı. Batı doğudan aldığı bu taklit araçlarıyla birçok icatlar gerçekleştirdi. Doğuyu sömürdü. Yani doğuya ait araç gereçlerle doğunun bütün kaynaklarını tarumar etti.
Bugün artık devran değişiyor. Doğu kaybettiği itibarını geri alıyor. Güç yeniden batıdan doğuya kayıyor. Güç batıdan doğuya kayarken dünyanın tam ortasında yer alan Türkiye ise, bu iki medeniyetin cazibe merkezi olmak için gün sayıyor.
Çin, Hindistan, Rusya ve Türkiye doğunun, geleceğin yıldızları.
ABD ve Avrupa, özellikle ABD teknolojik güç üstünlüğünü muhafaza etmek adına milyonlarla ifade edilebilecek yetişmiş bilim insanına ihtiyaç duyduğunu açıklarken bu şekilde giderse yakın gelecekte bu üstünlüğün ortadan kalkacağı, yerine Çin ve Hindistan gibi ülkelerin alacağı söyleniyor.
Çin, daha düne kadar kopyalayarak gerçekleştirdiği GSMH’sını bu gün gerçeğini üreterek kendini yeniliyor.
Yakın zamanda insan çalışanından fazla robot çalışanı üreteceği, otonom sistemden uzay araçları ve uçan arabalar üretecek pek çok zenginlik alanında çalışacak bilim insanına sahip olduğu konuşuluyor.
Hindistan uzay bilimlerinden robot bilimlerine yeni alanlarda kendini belirginleştiriyor.
Son 60 yılın ikon kuruluşları NATO, IMF ve AB köhne kuruluşlar olma yolunda miadını doldurmayı beklerken yerini ‘’ ipek yolu’’ nu yeniden canlandırmayı planlayan Çin’ den başlayıp Türkiye geçişli Kuşak ve Yol projesi belirginleşmiş durumda.
Tüm bunlar ortada iken, 60 yıldır Batı’nın kapısında batılılaşmak için harcadığımız zamanı Doğu’nun kapısında Doğululaşmak için harcamalı mıyız bunu hesap etmemiz gerekir.
Bugüne kadar bir türlü batıdaki doğu olamadık inşallah doğudaki batı olur muyuz bunu algılamamız gerekiyor.
Batı, bu günlerde değer kavramları üzerinden yükselttiği varlığını yaşadığı paradokslarla reddederek çöküş aşamasına girerken, doğu kendini yeniden restore ediyor.
Ülke olarak bu coğrafyadaki varlığımızı perçinleyecek kapasite inşa etmemiz gerekiyor.
KÖSTEBEK VE PORTAKAL ÇİÇEĞİ
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.