Geleceği konuşmayan ulusların geleceği olamaz.
Çünkü gelecek ancak ve ancak yarını kavrayabilmekle mümkündür ve yarını kavrayabilmenin projeksiyonudur.
Yarını kavrayamazsan başkalarının yayından savrulan ok gibi ancak onların isteyipte savurduğu alana hükmedebilirsin.
Ya da olsa olsa ya başkasının geleceğine protez olur ya da başkasının yarınlarına dekor oluşturabilirsin.
Geleceği tahminde en isabetli yöntem; o geleceği inşa etmektir ve bunu yapabildiğiniz sürece gerek dünya tarih sahnesinde gerekse ülkelerin siyasal tarihinde konuşulan ve daima hep hatırlanan başat aktör olursunuz.
Mesela, 1071 Malazgirt Zaferinden sonra Alparslan’ın; “Öyle bir vatan aldım ki size; ebediyen sizin olacaktır” demesi gibi…
Veya Fatih’in Bizans’ı sonlandırıp İstanbul gibi tarih ve kültür başkentini bizlerin geleceğine hediye etmesi gibi…
Mustafa Kemal ATATÜRK’ün Türkiye Cumhuriyeti’ni bugün bizlere hediye etmesi gibi…
Yarını tartışmak ona dair misyonu hedef tahtasına oturturken, ona dair vizyonu da üretmeyi sağlar.
Mesela, 2023, 2053 veya 2071 hedeflerini öne koymak buna göre yarını veya geleceği belirlemek ancak yarını veya geleceği tartışmak buna yönelik geleceği konuşmakla mümkündür.
Bunun adına sosyoloji literatüründe ‘’ fütürizm ‘’ denir. Yani terim karşılığı ‘’ gelecekçilik’’ tir.
Fütürizm daima değişim ve yeniliği savunur. Buna göre düşünmek bünyedeki oksidasyonu yani paslanmayı ortadan kaldırır ve ülkeleri daha iyi bir geleceğe ve yarına taşımayı sağlar.
Mesela, dünyanın sadece Batı’dan ibaret olmadığını tartışmak ve konuşmak özetle bunu fark edebilmek fütüristliktir.
Gerek şart, geleceği öngörmek olsa da yeter şart, ona dair gayretleri çoğaltmakla sağlanır. Misal dünyanın yarınını, gezegenin geleceğini, bilim, sanat, toplum, çevre, barış, coğrafya ve aklımıza gelen hayatın her şubesini, önümüzdeki zamanda nasıl değişeceğini, dönüşeceğini tartışmak şarttır.
Türkiye’de yediden yetmişe hepimizin bir “yarın merakı” vardır.
Büyüklerimiz, ‘’ ne gelirse başa meraktan gelir, demiştir. Meraklı olmayı veya meraklanmayı hep ayıp olarak aksettirmişlerdir.
Ülkeyi yönetenlerin, şirketler, kurumlar ve bireylerin yarına dair merakı olduğu sürece “daha iyi bir gelecek uğruna” dünü geride bırakabilir ve daha iyi bir yarına ilerleyebiliriz.
Geleceği kestirebilmek, yıldızlara bakarak müneccim olmanın kahve falı veya kristal küreye bakmanın ötesinde, yeni metodolojiler geliştirmekle eşdeğerdir.
JAKOBENİZMİN DÖNÜŞÜ VE İHRAÇ…
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.