Gazze, insanlığın kanayan yarası…
İnsanlığın, soykırımcı İsrail in yıktığı evlerin enkazının altında kaldığı utanç sahası.
Gazzelilerin durumundan emperyalizmin ve emperyalist anlayışın manyetik alanına giren sahipsiz toplumları, mazlum halkları ne hale getirebileceği anlamak, dersler çıkarmak çok önemli.
Öncelikle, 1. cihan harbinin tartışmasız üstünü İngiltere’nin kararı ve güdümündeki batının desteğiyle topraklarına göz dikildi.
Arkasından adım adım işgal edilirken, lime lime edilip parçalandı, paylaştırıldı.
O gün bugündür yaklaşık milyonlarca Filistinli dünyanın en büyük açık hava cezaevinde yaşam mücadelesi veriyor.
Bugünün dünyasında ise yargıç ABD, infazcısı İsrail gardiyanları ise Almanya, Fransa, İngiltere ve ne yazık ki, bir kısım sözde Müslüman(!), Arap dostları!
Yani Mısır, Ürdün, Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn, Suriye…
Sanıyorum 42 bine ulaştı Gazze’de şehit sayısı. Hem de tek bir mermi dahi atmadan. Artık kaybedilen masum çocuk kadın sayısı can kaybı olarak değil istatistik biliminin konusuna girdi.
Geçmişte intifada da belki attıkları sadece sapan taşıydı. O gün onları da silahtan saymışlar, acımamışlar, önüne kim çıktıysa öldürmüşlerdi boş bir arazilerde…
Bugün ise topraklarını savunan Hamas bahane edilerek Gazzeliler, tek sapan taşı atmadan kendi topraklarında katlediliyorlar.
Dediğim gibi silahsızdılar, üstelik sivildiler, büyük bir çoğunluğu kadın ve çocuktu. Üstelik dünyanın gözleri önünde, canlı canlı katledildiler.
Bu Siyonistlerin fıtratında zaten öldürmek vardı. Kodlanmış insanımsı yaratıklar olarak gereğini yapıyorlar.
Güya, üstün bir devlet kibri, kutsanmış bir millet olma lütfu taltif edildiği düşünülerek.
Oysa Tevrat’taki 10 emrin 6.sı ‘’ öldürmeyeceksin’’ der.
İşte bu zalimlerin bu katillerin acımasızlığına kalbiyle değil diliyle ve gerektiğinde eliyle de karşı çıktığı için ülkemle ülkemin lideriyle gurur duyuyorum.
Bu millet ve lideri son katliamda da görüldüğü gibi güçten yana değil haktan, haklıdan yana tavır koyuyor.
Hülasa, Filistin ve Gazze bölge ülkeleri için bir detay veya istisna değildir. Filistin’in durumu istikrarsızlaştırılmış zayıflatılmış, sömürgeleştirilme projesi tutan devletlerin eninde sonunda varacağı son ve nihai nokta…
Gazze ve Lübnan’dan sonra gerek Suriye ve Irak eğer bölge ülkeleri arasında İsrail’e karşı bir güvenlik paktı oluşturulmadığı sürece orta ölçekte Gazze’den de pek farklı olmayacak gibi görünüyor.
Uyanık olmazsak petrol ve enerji geçiş coğrafyasının diğer iki kalesi, Türkiye ve gerekse İran için de kurgulanan nihai akıbet hiç de farklı değil.
Filistinliler ve Gazzeliler şanslı. Zira onların Türkiye gibi kendileri için çırpınan bir hamisi var.
Maazallah aynı duruma velev ki biz düşmüş olsak bizim hamimiz kim olacak?
Veya buna birisini göstereceğimiz bir devlet var mı?
Yok…
İşte onun için her kim olursak hangi fikrin sahibi olursak olalım ‘’ İç Cepheyi’’ sağlam tutmak her Türk insanının bu ülkeye asli vazifesidir.
Yapay Zeka, Kölemiz mi Olacak Efendimiz mi?
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.