Suriye halk devrimi amacına ulaştı.
Dünya, 61 yıllık BAAS ve 53 yıllık Esad’lar iktidarında sadece sıradan bir devlet iktidarını değil Rusya’nın havadan İran’ın milisleriyle karadan Esad’ın kendi halkını bunların önüne atıp 1 milyona yakın insanını iktidarını koruma uğruna nasıl yok ettiğine kısacası ‘’ despotizmin biyografisine’’ tanık oldu.
Ve 61 yıllık BAAS rejimi 53 yıllık Esad zulmü ve 13 yıllık iç savaşın ardından Suriye hızla toparlanma sürecine girmiş oldu. Tabi bu süreç bir oldu bitti şeklinde kolayca gerçekleşmiş gibi görünse de işin aslı öyle değil. Zira 61 yıllık BASS Rejiminin yıkılmasının ardında büyük bir kurmay aklı var. Kim bu kurmay aklı derseniz bu kurmay aklın sahibi yeni ABD başkanı Donald Turmp’un da ifade ettiği gibi Erdoğan’dır!
Bu halk devrimi sürecine 4 yıl önce girilmiş İdlib’teki örgütler tek çatı altında eğitilmiş Türk devlet aklının bilgi ve tecrübeleri onun üzerindeki bu örgütlerle paylaşılarak Suriye devrimi baştan sona ilmek ilmek örülmüştür. Kısaca o günden bugüne baştan sona bu sürece Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu’nun ifadesiyle bu devrime “Cumhurbaşkanı Erdoğan liderlik etmiş ve bu operasyonu bizzat yönetmiştir.”
Neredeyse çeyrek asırdır ne yapabileceğini tahmin ettiğimiz Erdoğan’ın amacı batı emperyalizminin yaptığı gibi kendi çıkarı için bir diktatörü devirip beraberinde iç karışıklığa gebe bir ülke dizayn ederek yeni bir diktatörü iş başına getirmek, karşılığında ise ülkenin doğal zenginliklerini sömürmek değildir. Erdoğan’ın burada ki amacı halkın iktidarını iş başına getirerek ” demokratik bir ülke inşa edip 40 yıldır bu ülkeden gelen terör saldırılarının önünü keserek kendi ülkesinin istikrarını muhafaza etmekle” ilgilidir.
Gelinen noktada ABD’nin 20 Ocak’ta görevi devralacak yeni başkanı Donald Trump’ın halk devrimine giden süreçle ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik analizi yerindedir.
Operasyon bitti mi? Tabi ki bitmedi, operasyon devam ediyor.
Suriye devrimin hemen ertesi günü yazdığım bir yazıda ‘’ Suriye’yi Türkiye Dizayn edecek’’ demiştim. Ve bugün Suriye’yi her yönüyle Türkiye dizayn edecek ve ediyor da.
Geldiğimiz noktada Suriye’nin de Türkiye’nin de önünde bekleyen dikenli yollar var.
Türkiye’yi bekleyen konu, Suriye coğrafyasındaki terör örgütlerinin varlığı ile alakalı. YPG’den DEAŞ’a, radikal sol örgütlerden rejim artığı yapılara kadar bölgede Türkiye’yi kontrol etme maksatlı hiçbir terör yapısına müsaade edilmemesi gerekiyor.
Şu anda Ayn el Arab, Rakka ve Kamışlı üçgeninde hem ABD’nin hem de Siyonizm’in eliyle beslediği yapılar mevcudiyetlerini sürdürüyorlar. Suriye’de hiçbir terör yapılanmasının bulunmaması hususunda Türkiye en az Suriye’nin yeni yönetimi kadar kararlıdır.
Yeni Suriye yönetimi devlet içinde devlet ordu içinde ordu istemediğini ısrarla dile getiriyor ve önümüzdeki günlerde başta Rakka olmak üzere tüm Suriye’de kapsamlı bir harekata başlanması muhtemel görünüyor
Peki bu durumda yeni Suriye’nin ABD güdümlü SDG/PKK terör örgütüne gücü yeter mi?
Bu durumda şu soruyu da sormak gerekiyor.
Esad dönemine kadar imkânı ve gücü olduğu halde İsrail ordusu geçmişte niçin Suriye ordu hedeflerini saldırmadı da şimdi neden askeri mühimmat depolarına askeri üslerine saldırıyor?
Bunun nedeni Esad yönetimindeki eski Suriye rejiminin, ABD ve İsrail olarak birlikte kolladıkları PKK’nın Suriye kolu SDG/PKK’ya karşı ABD ve İsrail’e rağmen askeri operasyon yapma gücü yoktu. Ancak bugün yeni yönetim Suriye’nin doğusunda 1/3’ü işgal edilmiş bir parçalı Suriye istemiyor. Ve derdest edilmesi yönüyle kararlı bir durum sergiliyor.
Bu terör yapılanmasına saldırı için kullanacakları askeri üsleri ve mühimmatları yok ederek yeni devrim yönetimin askeri potansiyelini etkisizleştirmek özellikle SDG/PKK ve benzeri izomorf örgütlere karşı savunmasız kılmak istiyor.
Yine burada karşımıza ‘’ emperyalist entegrasyonun’’ bu coğrafyadaki baş belaları ABD ve Siyonist İsrail çıkıyor.
Dolayısıyla yeni yönetimin ele geçirdiği bu iptidai silahları Siyonizm’e bekçi köpekliği yapan YPG terör unsurlarına karşı da kullanmaması sağlanmalıydı ve öyle de oldu. Son bir hafta boyunca tüm askeri tesisler ve Suriye ordu envanterinin İsrail tarafından bombalanmasının nedeni bu silahların kendisine karşı kullanılması değil Suriye’nin doğusunda devlet kurma peşinde olan emperyalizmin bölgemizdeki çanak yalayıcısı YPG/PPK terör unsurlarına karşı kullanılma riskiydi. Zira İsrail, SİHA, İHA gibi silah unsurlarından yoksun Suriye ordusunun köhnemiş silahlarla kendilerine tehdit oluşturmaktan aciz olduğunun farkındadır.
Eğer ülke olarak Ortadoğu coğrafyasında bir ülke iseniz bu coğrafyanın zihin kodlarında hep gizli bir darbe algısı yatıyor demektir. Ülkenizi içeriden kontrollü dış tehditlere kaşı güçlü kılmak istiyorsanız öncelikle güvenlik stratejinizi modern silahlarla güçlü kılmak, gettolaşmaya karşı tüm farklı unsurları kapsayıcı çoğulcu yasal ve yönetimsel alanlara dahil etmeniz gerekir. Yoksa her an darbe tehditleriyle yüzleşmek zorunda kalırsınız.
Bundan dolayıdır ki Suriye Ordusu ihdas edilirken Türkiye’ye oldukça önemli vazifeler düşüyor. Yeni Suriye ordusu Suriye’nin İsrail başta yeni tehdit algısına cevap verebilecek, esnek, yetenek temelli, yüksek mobiliteye sahip, insansız sistemlerin ve yoğun teknolojinin kullanıldığı akıllı aynı zamanda düşmana karşı agresif bir ordu ihdas edilmesi gerekiyor. Vasıfsız insan yığınından oluşan kabiliyetsiz, hantal bir ordudan bahsetmiyorum.
Kısaca profesyonel kabiliyeti gelişmiş hava savunma sistemleri, insansız hava ve deniz unsurları, elektronik harp birlikleri, akıllı mühimmatlar kullanabilen atma vasıtaları, gayri nizami harp konusunda iyi yetişmiş ve mobilitesi yüksek birlikler ile donatılmış örnek bir Suriye Ordusu ihdas edilmesi gerekiyor.
İbn Haldun’un ifadesiyle bu coğrafya Türkiye’nin kaderiyse o coğrafyayı imar, üst ve altyapı, ulaşım, askeri alanlarda coğrafyasının en demokratik en kadim ülkesi olarak kurumsallaştıracağı devlet otoritesiyle aynı zamanda kendi ülkesinin huzurunu da sağlamış olacaktır.
Gelinen düzlemde elbette bu halk devrimi önemlidir. Daha önemlisi ise devrimi sürdürebilir kılmaktır.
Özel Vesayet
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.