Sayın Bahçeli, yapacağını yine yaptı.
Türk siyasal tarihinde gündem değiştiren ezber bozan birkaç isim söyle derseniz bunlardan birine tekten Sayın Bahçeli derim.
Hani elektromanyetik sinyal bozucu cemmırlar vardır. Kablosuz iletişim araçlarının frekanslarına karşı yüksek frekans üreterek özellikle ‘’ frekans bloke edici’’ özelliği ile birçok alanda özellikle askeri alanda tehdit unsurlarının iletişimi kesmek için kullanılır. Türk siyasal tarihin klişeleşmiş ezber bozucusu, frekans bloke edicisi de Sayın Bahçeli’dir.
İsterseniz dalgalı siyasal tarihimizde hafızalarımıza kısa bir sörf yapalım…
Mesela, ilk olarak ülkenin içinden geçtiği girdabı yeni bir siyasal doğumla tazelemek adına diğer ortaklar ANAP ve DSP’ye rağmen 3 Kasım 2002 seçimlerine giden yolda yaptığı çıkışla gündemi ters yüz etmişti.
7 Haziran 2015 seçimlerinde dış ve iç mahfillerin Türkiye üzerindeki emellerini kursaklarında bırakan HDP-CHP-MHP koalisyonu olasılığı karşısında kendisine CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından başbakanlık teklif etmesine rağmen zamanın HDP’li koalisyonuna girmeyerek ülke gündemini uçuruma düşme tehlikesinden alan yine Bahçeli’ydi.
15 Temmuz 2016 darbe kalkışması karşısında büyük oyunu görüp 7 Ağustos yeni kapı ruhuna koşulsuz tabi olan yine Devlet Bahçeli’ydi.
Yeni cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin zaruretini cumhurbaşkanının anayasadan gelen yetkilerini kullanmada ortaya çıkan başbakan ve cumhurbaşkanı arasındaki yetki karmaşası karşısında yeni hükümet sisteminin anayasal değişikliği için önünü açan ve 16 Nisan 2017 referandumuna giden yolda bunun ülkenin geleceği için elzem bir mesele olduğunu ortaya koyan ve bunu destekleyen yine MHP Genel başkanı Devlet Bahçeliydi.
Dikkat edilirse ülkenin zafiyet yaşayabileceği en kritik zamanlarda Bahçeli tehlikenin gölgesini görür gereğini yapar ancak siz buna akıl erdiremezsiniz.
Eğer Sayın Bahçeli koltuk hayali için siyaset yapsaydı ne 2002 seçimlerine giden yolda koalisyonun ortağı olarak kılını oynatırdı ne 15 Haziran 2015 seçim neticesinde kendisine Kılıçdaroğlu tarafından önerilen edilen başbakanlık teklifini reddederdi.
Ne de 15 Temmuz darbe kalkışmasında ülkenin zafiyete düşmesi pahasına sesini çıkartır, Kılıçdaroğlu gibi olanı biteni televizyon karşısında izlerken ‘’ koltuk rüyasına yatarak’’ günü kurtarmaya çalışırdı.
Bugünlerde Sayın Bahçeli’nin terörist başı ‘’ Abdullah Öcalan’’ çıkışı DEM’e karşı en sert muhalefeti yapan milliyetçi cenahtan çıkması yönüyle gündemi yeniden inşa edici ezber bozucu yönüyle siyaseti ters yüz etmiştir.
Tecrit altındaki terörist başı Öcalan için örgütü tasfiye etme çağrısı karşısında ona ‘’ umut hakkı’’ isteyerek neredeyse ülke içi gündeminden kaybolmuş PKK terörünü ülke gündeminden tamamen silme, sözde hak arayışını meclis çatısı altında legal yönden arama çağrısına kapı aralamıştır.
Bahçeli’nin iyi niyetli bu çağrısı terörü ülke gündeminden tamamen siler mi bu tartışılır. Zira daha önce de Öcalan örgüte silah bırakma çağrısı yapmıştı. Ancak bu çağrı ‘’ devlet kontrolü altında devlet istedi’’ kendi iradesi değil diye örgütün Kandil ayağında muhatap bulamadığı için sonuca yönelik bir umut inşa edememişti.
Aslında Öcalan tarafından meclis çatısı altında yapılacak benzer çağrıda yine işe yaramayacak. Çünkü Öcalan hem Kandil hem de DEM tarafından kullanışlı bir figür olarak görülmektedir. DEM’in politikalarının Kandil tarafından belirlendiği herkesin malumu olduğuna göre DEM’in parti olarak bir şey yapma, siyaseti ters yüz etme iradesi yoktur. DEM Kandil’siz bir hiçtir. Çünkü DEM’in vasisi Kandil’dir. Kandil emreder DEM uygular.
Ayrıca DEM her ne kadar yasal siyasal parti olarak legal olma özelliğine sahip olsa da kendi cenahı dışında 86 milyonluk halk çoğunluğunca meşru görülmeyen PKK gibi proje bir oluşumdur.
Kandil’in ipi ABD başta İngiltere, Fransa gibi emperyalistlerin elindedir. Onların bu coğrafyada hedefleri için kullandığı silahlı gücü, askeri garnizonudur.
Size ABD başta emperyalistlerce Suriye’nin kuzeyinde ve ileride Irak, İran ve tabi ki Türkiye’nin Güneydoğu’sunu da kapsayacak bir devlet sözü verilmiş. Beş bin tır silah yardımı yapılmış. 70-80 bin civarı PKK/SDG’li ABD askerlerince eğilmiş ve eğitilmeye devam ediliyor. O bölgede yeni yaşam alanları yeni şehirler inşa edilmiş ve ediliyor. Siz olsanız silah bırakır mıydınız?
Sayın Bahçeli iyi niyetli olarak sadece sözde milliyetçiliği değil aynı zamanda özde milliyetçiliği de öne çıkaran bir çıkış sergiledi. Özde milliyetçilik derken ülkenin insan ve maddi kaynaklarını sömüren, terörü kaynağında kurutmak adına sınır dışı askeri operasyonlarla insan ve maddi kayıplara devam ettiğimiz bu günlerde bu kayıpları da ortadan kaldırmak ve siyasal mecrada eleştirilmek siyasi hayatını riske etmek adına yapılan fedakarlıktan bahsediyorum.
Bu çıkış, karşılık bulur bulmaz veya sonuç doğurur doğurmaz bundan umutlu değilim. Zira ne DEM’de Kandil’ siz bir irade ortaya koymak gibi bir yürek var ne de terörist başı Öcalan’ın Kandil’deki hareketsizlikten yağlanmış, semizlemiş keyfe keder terör baronlarına silah bıraktıracak bir gücü veya bir karşılığı var.
Bundan sonra ne olabilir derseniz hiç bir şey olmaz. Olacak olan Sayın Bahçeli’nin ‘’ baldıran zehri’’ içme bu çıkışı yeri geldiğinde yüzüne vurulmak pahasına söyledikleriyle kalmaya devam eder.
AÇIN KAFESLERİ…
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.