1 Mayıs’ın, AK Parti hükümeti tarafından 2009’da ‘’ Emek ve Dayanışma Günü’’ adıyla resmi bayram olarak gündemimize sokulmasına rağmen ‘’ TAKSİM’’ meydanın da kutlamalarına izin verilmemesi, sorunun bir sorun olarak 1977 Taksim olayları düşünüldüğünde bundan 47 yıl sonra bile hala bir sorun olarak karşımıza çıkıyor olması ülkeyi dönüştürmüş bir siyasal hareket için benim perspektifimden okyanusta dev dalgalarla mücadele edip derede boğulma tehlikesi ile yüzleşmek gibi bir şeydir.
Savunma Sanayi, ulaşım, sağlık, vb. gibi sayabileceğimiz onlarca alanda ülkeyi dönüştürürken fikir, insan hak ve özgürlükleri alanında yaptığı dönüşümlerle aynı zamanda sosyolojiyi de dönüştürmüş.
Aklımın almadığı şey bir iktidar düşünün ki hemen her alanda ülkeyi dönüştürmekle kalmamış özellikle güvenlik stratejisiyle ülkeyi farklı bir konsepte tedavül ettirmiş ancak gelin görün ki güvenlik alanında yine güvenlik zafiyeti yaşanabileceği endişesi ile Taksim’de gösteriye izin vermeyerek bir zafiyet gösteriyor olsun.
Artık bu sorunu sorun olmaktan çıkartıp nasıl resmi bayram olarak emekçilere hediye edildiyse 1 Mayıs’ı ‘’ Emek ve Dayanışma Günü’’ olarak kutlanmasına izin vermek her sektörde emek veren alın teri döken ülkesine katma değer üreten emekçimize bir saygının gereğidir.
Dünya ‘’ Fütürizm’’ yani ‘’ gelecekçilik’’ diyor. Dünya bu tür şeyleri aşmış uzayda yer kapma orada ”uydu kentler” oluşturma çabasına girmişken bırakmak gerekiyor artık bu sığ rövanşizmi bu köhne ritüellerle didişmeyi.
Ülke olarak bizde birçok alanda bu gelecekçilik kavramının farkındayız. Ancak gelecekçilik derken hala ‘’ Taksim’de 1 Mayıs kutlamaları yapılsın mı yapılmasın mı?’’ gibi sorulara cevap arıyoruz.
Artık bu tür sığ mücadeleleri bırakıp toplumsal uzlaşı ile geleceği daha geleceği konuşmak gerekiyor.
Siyasetçisiyle, işçisiyle, işvereniyle, entelektüeliyle, sanatçısıyla, STK’sıyla ülke için daha iyi neleri yapabiliriz bunu konuşmak gerekiyor.
Elbette ülkemiz ‘’ Joe-stratejik’’ konumu ile ne illegal bölücü yapılardan uzak bir Avrupa ülkesine ne de dünyayı sömürmeye devam eden emperyal güç ABD’nin Joe -stratejik konumlandığı coğrafyaya benzer.
Bu coğrafya zor ve tüm düşmanlık kurgularının dizayn edilip sahnelendiği bir coğrafya. Bu coğrafyada acziyet ve zafiyete düşmek yok olmakla eşdeğerdir.
Ancak bu böyle diye kendi insanının taleplerine gözleri kapamamak bu meseleye çözüm yolları aramak bu hükümet için çözülemez şeylerden birisi değildir.
Ülkenin demokratik kurumlarının tam olarak yerleşmesini istiyorsak ‘’ 1 Mayıs Taksim’de kutlansın mı kutlanmasın mı?’’ sorusunu tartışarak değil yıllara sarih bu sorunu aşarak ortadan kaldırarak gerçekleştirebiliriz.
Demem o ki artık zihinlerdeki bu ‘’korku bariyerlerinin’’ kaldırılması, yıkılması gerekiyor.
Güvenlik stratejisiyle dünyada göz dolduran bu ülke, bir kısım kötü niyetli illegal hiziplerin taşkınlık ve vandallığına izin vermeyerek emekçinin Taksim’de ‘’ 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü’’ bir bayram havası içinde kutlamasına uygun ortamı sağlayacak güçtedir.
Yerin yüzlerce metre altında taş kömürü emekçileri başta evine ekmek götürme çabasındaki işçisinden, bürokraside ülkenin bürokratik nizamına yön vere memuruna; insanları yaşama döndürme gayreti içinde olan sağlık çalışanlarından ülkesinin geleceği için düşünen yazan çizen yazarının çizerinin özetle güzel ülkemin tüm emekçilerin ”1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü’’ kutluyorum.
DEVLET NEREDE?
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.