İnsan, yaşadıklarıyla değil yaşadıklarından aldığı dersler nispetinde kendini geliştirir.
Devletlerde insanlar gibidir. Yaşadıklarıyla zaaflarını gören bunun idrakinde olan bir yönetimle idare edilirse bundan dersler çıkartarak kendisini geliştirebilir.
Devlet; hukuki, idari, siyasi olarak örgütlenmiş coğrafi bütünlüğe haiz soyut tüzel kişiliklerdir.
Dolayısıyla devletleri soyut ve siyasi bir tüzel kişilik olarak somutlaştırıp görünür kılan yöneticileridir. Devletlerin bir vakadan dersler çıkartabilmesi için vakayı kendinin yaşıyor olması o vakadan mustarip olması gerekmez. Çevresinde yaşananlardan olup bitenlerden dersler çıkartarak da kendisini güncelleyip geliştirebilir.
Yani illa ki bir şeyler yaşamak zorunda değildir, bir şeyleri tecrübe edebilmesi için… Çevresinde olup bitenleri sanki kendisi yaşıyormuşçasına tecrübe edip olumsuzluklardan kendisini korumak olumlu şeylerden kendisini güçlendirmek adına sonuçlar üretebilir.
İran, son on gün içerisinde bir komşu ülke olarak yaşadıkları ile öyle şeyler tecrübe ettirdi ki bulunduğu coğrafyaya, bunlardan ders çıkartıp bir sonuç üretmemek elde değil.
Bunun birkaç örnekle açıklamak gerekirse…
Birincisi İran sınırlarının İsrail’in MOSSAD ajanları ile kevgire döndüğünü gördük. Ülkenin neredeyse tüm kurumlarında MOSSAD’ın cirit attığı bir alana dönüşmüş. Kısaca İran’ın ciddi bir ‘’ istihbarat açığını’’ gördük bu 12 gün savaşında. İran’ın bundan sonra kendi istihbarat yapısını yeniden gözden geçirmesi, içerideki casus temizliği için ‘’ kontra-espiyonaj’’ yani karşı casusluk-istihbarat birimi oluşturması gerekiyor. Bu Türkiye içinde geçerli olan bir casus sıkıntısı yaşanmaması için gözden geçirilmesi ders alınması gereken bir tecrübedir.
İkincisi İran’ın hava gücü bakımından ne kadar yetersiz olduğuna şahit olurken bir ülkenin hava gücünün bir ülkenin bekası için ne kadar elzem bir güç alanı olduğuna tanık olduk. İran hava sahasının İsrail için tıpkı ülke sınırında olduğu gibi yol geçen hanına döndüğünü, bağımsız bir ülke olma koşulunun savunma sanayinde dışarıya bağımlı olmama koşuluna bağlı olduğunu gördük. Türkiye’nin tam bağımsızlığı için ‘’KAAN’’ savaş uçağı projesinin ne kadar hayati olduğunu bu savaş sayesinde yeniden test ettik.
Üçüncüsü dünya, İsrail’in demir kubbe savunma platformunun ‘’delik kubbe’’ olması gerçeğiyle yüzleşti. İsrail hep övündüğü ülkeyi füze saldırılarından yüzde yüz koruduğunu bunu her platformda diline pelesenk ettiği demir kubbe, İran’ın balistik füzeleriyle kevgire dönerken İsrail neredeyse enkaza döndü. Türkiye olarak bizde ‘’ çelik kubbe’’ ile savunma platformumuzu sahamızı korumak amaçlı geliştirme çabasındayız. İsrail’in demir kubbesinden dersler çıkartarak bu platformun olası zafiyetlerini ortaya çıkartarak daha nasıl iyiyi geliştirebiliriz bunlara odaklanmamız gerekiyor.
Dolayısıyla geldiğimiz noktada İran- İsrail savaşı, bir tecrübe sahası oldu bize ülke olarak…
Kendimize dönecek olursak kendisini sürekli geliştirme çabası içinde olan Türk devlet aklının, yaşanan İran-İsrail savaşından bir ‘’ feedback’’ yani bir nevi geri bildirim ile dersler çıkarmış olabileceğini düşünüyorum.
Türk devlet aklının bugün en büyük şansı, şu an devleti yönetenlerin; devlet başkanından, dışişlerine MİT’inden Savunma Bakanlığına kurumsal zaviyede birçok badireyi tecrübe etmiş kişiliklerin gerek savunma bürokrasisi gerekse hariciye bürokrasisine kritik görevlerin başında olmasıdır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifade ettiği gibi: ‘’ Türkiye yakın zamanda öyle bir yere gelecek ki; bize husumet besleyenler bırakın saldırmayı bunu aklının ucundan dahi geçiremeyecekler’’ sözüdür.
Bugün Türkiye’nin en fazla ihtiyacı olan, coğrafyamızda yaşadığımız bu olağandışı gündemde bunu idrak edebilen bunun farkında olabilen hata bunu içselleştirip ‘’güvenlik mimarisi’’ olarak güvenlik stratejimize monte edeceklerine inandığımız iddialı bir devlet yönetimine sahip olmasıdır.
Muhtemelen güvenlik bürokrasimiz, coğrafi olarak yaşadığımız şu 12 günü şu an harıl harıl çalışıyordur.
Hariciye, MİT, Savunma Bakanlığı bu üç kritik alan görünürde diplomasi, bilgi toplama/değerlendirme ve savunmayı tahkim etme yönünde alan çalışmaları yapıyor olmalarının yanında kendi iç dinamikleri için kendi iç mekanizmalarında İsrail, ABD ve İran’ın 12 günlük çatışma prosesünü kendi iç bünyelerinde geri bildirimlerle besleyerek değerlendirdiklerini düşünüyorum.
İran sahası benim bakış açımdan şunu gösterdi.
Bu kadim coğrafya ne İsveç Norveç, Finlandiya, Danimarka gibi Baltık ülkelerinin konuşlandığı İskandinav coğrafyasına benzer ne de Fransa, Almanya, Hollanda, İngiltere gibi Avrupa ana kara coğrafyasına benzer. Bu coğrafyada tüm sallamalara karşı ayakta durabilmeniz için başta kendi iç tahkimatınızı sağlamlaştırmanız halkınızın huzurunu refahını sağlamanız paralelinde ise savunma gücünüzü kimsenin test edemeyeceği, kimsenin sizi tehdit hatta bunu aklının ucundan dahi geçiremeyeceği bir seviyeye çıkarmanız gerekir.
Hep söylerim Ortadoğu da bir kural vardır. Eğer bu coğrafyanın bir ülkesi iseniz kendinizi savunma sanayi, ekonomik güç, toplumsal konsolidasyon ve sağlam bir siyasi irade ile tahkim etmemişseniz büyük ihtimal bölge ülkelerinin davet edildiği önemli bir yemeğin davetli listesinde değil, menüsündesinizdir.
Unutmayalım sahada güçlüyseniz masada güçlüsünüzdür. Bunu geçmişten bugüne yapılan savaşlarla güç mücadelesiyle bazen dünya tarihini okuyarak bazen yaşayarak tecrübe ettik.
Geçmişe dönük tarihi bir sürece sörf yapacak olursak ve bir örnek vermek gerekirse…
MÖ 1274 yılında iki Ortadoğu uygarlığı olan Mısırlılar ile bir Anadolu uygarlığı olan Hititler arasında şu an Suriye’nin Humus kenti yakınlarında Kadeş bölgesinde yapılan dünyanın ilk resmi yazılı anlaşması olan ‘’Kadeş antlaşması’’ ile sonuçlanan savaşta, Mısır’ın mağlubiyeti sonucu II.Ramses, savaştan önce elinde bulundurduğu Kadeş bölgesini Hititlere bırakarak geri çekilmiştir.
İşte bunun içindir ki masaya, eli güçlü oturmak istiyorsanız caydırıcı gücünüzü sahada hissettirmeniz gerekir. Bu irade yoksa eğer dünya devletler muvazenesinde ancak bir böcek muamelesi görebilirsiniz.
GAZZE’DE ÇOCUK OLMAK…
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.