Gandi Kemal’den Bir Kahramanlık(!) Hikayesi…

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara Adliyesi’ndeki davası için bir video yayınladı ve bu video ile “safları sıklaştırın” çağrısı yaptı. Bunun siyasetteki karşılığı ne idi derseniz bana göre mahkemede beni yalnız bırakmayın çağrısıydı.

Kılıçdaroğlu, belli ki bu davadan bir kahramanlık hikayesi çıkartmaya çalışırken bir kısım tufeylinin bir yerlere gelmek için ortaya attığı ‘’Gandi Kemal’’ hikayesine iflah olmaz bir romantik edasıyla kendini iyiden iyiye bu role kaptırmış görünüyor.

Maalesef ki bu ülkede tam 15 seçim kaybetmesine rağmen yerini koruyan birinin ucuz kahramanlık hikayeleri ile popüler olma çabası üniversitelerde tez konusu olarak okutulması bir gerçeklik olarak karşımızda duruyor.

Deli ile Dahi arasındaki fark nedir diye sorarsanız; toplumun saçmalıkları sahiplenip sahiplenilmediği ile ilgilidir. Toplum saçmalığı sahiplenirse ‘’ dâhi’’sindir   sahiplenmezse ‘’ deli’’sindir.

Kılıçdaroğlu bu sözde davayı kendi seçmenine bir kahramanlık hikayesi olarak algılatır ve sahiplendirirse mahallenin Dahisi olur CHP’nin başına yeniden gelir yok sahiplendiremezse mahallenin eskisi olmaya devam eder.

Rahmetli ninem: ‘’oğlum sokma akıl, yedi adım gider!’’ sekizinci adımda ortada öylece kalıverirsin derdi. Ortaya bir şey koymadan sırf karşıtlık üzerinden siyaset yaparsan  koşullar bir gün ortada bırakıverir insanı. CHP ve Kılıçdaroğlu’nun ülke siyasetine hediyesi  kişisel obsesif kompulsif  takıntının getirdiği işte bu ‘’ Rövanşist siyaset’’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Kılıçdaroğlu’nun kendisi için söylediği ağza alınmayacak sözleri üzerine dava açmıştı. Daha sonra Kılıçdaroğlu dahil açtığı bütün davaları geri çekti.  Dolayısıyla ‘’Kılıçdaroğlu’nun videolarla ucuz kahramanlık yaptığı şey aslında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açtığı sonrasında geri çektiği dava değil başka davalar için çağrılmasına rağmen savunmaya gitmediği için açılan kamu davasıdır. ‘’

‘’ Gandi Kemal’’ klişesi üzerinden halktan birisi olduğunu söyleyip genel başkanlığını yitirmiş halktan sıradan bir fert olarak mahkemeye gitmeyen, davayı zaman aşımına uğratmak için tam 7 yıl boyunca savunma vermeyen Kılıçdaroğlu’nun, mal bulmuş mağribi gibi alel acele mahkemeye giderek savunma vermesindeki amaç cumhurbaşkanının geri çektiği dava üzerinden katalog düşmanlıklar yaratarak mağduriyet ve ucuz kahramanlık hikayesi çıkartmaktan başka bir şey olmadığı neredeyse ortada.

Büyük resme bakıldığında Kılıçdaroğlu sosyal medyada yayınladığı videosunda “Erdoğan’ın açtırdığı hapis ve siyasi yasak istemli ceza davası nedeniyle hâkim karşısına çıkacağım” dese de işin iç yüzü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisine yönelik davasını geri çekmesine rağmen beklenmedik bir şekilde bir mağduriyete yatıp ‘’ kahramanlık edebiyatı’’ üzerinden yeniden CHP genel başkanlığı için kamuoyunu konsolide etme çabasından başka bir şey olmadığı açık.

Ucuz kahramanlık deyince Ali Mahir Başarır’ın da hakkını yemeyelim. Maşallah o da adı gibi mahir bu konuda.

İçişleri Bakanlığının bütçe bilgilendirme komisyonuna Bakan Yerlikaya’yı neredeyse darp edercesine sokmamaya çalışması bu kafa yapısının kimden beslendiğinin en önemli argümanıdır. Bakan, bakanlığın faaliyetleri yaptıkları ve yapacakları ile ilgili brifing vermek, parti olarak bizi hiçbir konuda bilgilendirmiyorsunuz diyen bu güruhun sığ bilgilerine derinlik katmak için orada olmasına rağmen bakanı engellemeye, komisyona sokmama çabası ne ile izah edilebilir ki?

Türk ordusu için olmadık yalanlar, iftiralar atan polemik üzerinden siyaset devşirmeye çalışan bir şahsiyet için başka ne söylenebilir ki?

Hiçbir şey yapmadan bir şey üretmeden ortaya bir çalışma koymadan sırf ‘’ rövanşist siyaset’’ üzerinden popüler olmaya ucuz kahramanlık hikâyesinin başat figürü olmaya çalışmak işte böyle bir şey.

Hafızasız mücadele kör döğüşüne benzer. Kiminle ne için dövüştüğünü bilemezsin. CHP, kuruluş felsefesindeki o hafızayı kaybetmiş olmalı ki sağa sola savrulan siyaseti ile kime, ne için hizmet ettiğinin bilincinde olmadan idraksiz siyaseti ile  sağa sola savrulup duruyor.