a

CESUR GLADYATÖR VE SIRTLANLAR…

Yeni dünya düzeni bir lider ekolüne ihtiyaç duyuyor.

Zira 7 Ekim’den bu yana hayatını kaybeden katledilen Filistinli sayısı 41 bini geçmesine rağmen birkaç kınama birkaç cılız sesten başka bir şey yapamayan görevi ise uluslararası koordinasyonla güvenlik ve barışı sağlamak olan ancak bunu beceremeyen bir BM’ye şahitlik ediyoruz.

Bir kısım insanların özellikle batılı devlet başkanlarının Hamas’ın bu saldırısıyla Filistinlilerin kadın ve çocukların katli pahasına bu zulmü hak ettiği savıyla bir savunma mekanizması içinde kendi vicdanlarını törpüleme yoluna girdiğini görüyoruz.

Hatırlayalım sosyal medyada geçmişte İsrail ordusunda askerlik yapmış bir İsrail askerinin itiraflarını izlemiştik. İtirafında söylediği ‘’ sistematik olarak Filistinlilerin evlerine akşam gece 2-3 sularında veya günün her saatinde sürekli baskın yaptıklarını amaçlarının ise bir korku imparatorluğu kurarak her an enselerinde olduğu hissiyatını vermek olduğu gerçeğiydi.’’ Dile kolay tam 75 yıldır bu şekilde baskıya maruz bırakılan  sıradan bir vaka gibi öldürülen bir insanın veya toplumun ruh hali kendinizi onların yerine koyarak empati yaparak biraz düşünün.

Bugüne kadar katledilenlerin yüzde yetmişi kadın ve çocuklardan oluşuyor. İsrail vahşeti dur durak bilmiyor. Batı’dan özellikle ABD’den aldığı destekle duracak gibide görünmüyor. İsrail’in amacının önce Gazze’yi sonra Batı Şeria’yı hatta Lübnan ve İsrail askerinin kolundaki Türkiye’nin güneydoğusunu da kapsayan ” Arz-ı mevut” yani vaat edilmiş topraklar haritasında görüldüğü üzere 7 ülkeyi işgal ederek 2.Dünya savaşının da  asıl gerekçesi olarak ilk defa Hitler’in ortaya attığı ‘’ Yeni yaşam sahası’’ doktrinini hayata geçirmek olduğu alenileşmiş görünüyor.

Siyonist İsrail’in Siyonist Başbakan’ı Netanyahu, hem Hamas saldırısı sonucu oluşan siyasi geleceğini belirginleştirecek siyasi zafiyetini ortadan kaldırmak hem de önce Gazze’yi sonra Batı Şeria’yı yutmak için tüm kozlarını oynarken ikiyüzlü onursuz ve ahlaksız Batı geçmişte olduğu gibi toplumları kategorize ederek beyaz tenli mavi gözlü Ukrayna çocukları için gözyaşı dökerken bu bahtsız coğrafyanın kara tenli kara gözlü çocuklarının katlini seyretmekle kalmıyor destekleriyle bu katliamın bir parçası olmaya devam ediyor.

Yaşadıklarımızı iyi analiz ettiğimizde dünden bugüne dünyayı etkileyen hümanist akımların ve ahlak, hoşgörü, samimiyet gibi bir değer ortaya koyan sosyolojik kavramların güç odaklarını elinde nasıl içlerinin boşaldığına şahitlik ettik ediyoruz.

Geldiğimiz düzlemde Neo-liberalizm, Amerikan hegemonyası, Küreselleşme ve uluslararası yapıların her şey sil baştan değişmesinin önü açılmalıdır. Güç hegemonyasını elinde tutan yapıların ve içi boşalan kavramların hepsi sorgulanmalıdır ve sorgulanacakta. Zira son yarım asra bir göz attığımızda dünyanın büyük bir girdabın içinde zalimin mazlumu ezdiği, gücü yetinin güçsüzü sömürdüğü bir zemine oturduğu malum…

Artık Batı dünya düzeni sorgulanıyor ve sarsılıyor. Hem küresel düzenin ekmeğini yiyip hem de işine gelmediği zaman şikâyet eden yeri geldiğinde güçsüz devletleri tehdit eden ABD’nin hegemonyası ile Almanya’nın zorla ayakta tuttuğu içi boşalan AB’nin yeni dünya düzenindeki pozisyonu artık çatırdıyor. Bunu öngörebilmek için illaki müneccim olmak gerekmiyor.

1945 sonrası ikinci dünya savaşıyla hegemonyasını kesin olarak ilan eden ABD ve kontrol ettiği ve kendi çıkarı için kurduğu ve kullandığı BM’nin, dünya adil düzenine bir katkı sunamadığı gibi şimdiye kadar ABD başta Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa gibi bu 5’li çetenin pis işlerine göz yumduğuna suç ortaklığına hep şahitlik ettik, ediyoruz. Bu 5’li çetenin ve kullandıkları BM’nin bugün artık altına pislediğine güç devşirdikleri koltuk altlarından etrafa pis kokular yaymaları dünyayı rahatsız ediyor.  Ülke çıkarları için vicdandan ahlaki duruştan vazgeçen bu sözde lider artıklarının kendilerini sorgulaması gerekiyor ve bugün İsrail’e verdikleri destek nedeniyle insanlık tarafından sorgulanıyor da…

Bulunduğumuz düzlemde yeni dünya düzeni, artık tamda burada bu yeni düzeni sorgulayacak sorguladığı gibi yeniden kurgulayacak lider öngörüsüyle yeri geldiğinde krizleri çözen ve dünyanın geleceği için planlamalar yapan  bir lider ekolüne ihtiyaç duyuyor.

Yeni dünya düzeninin ihtiyaç duyduğu yeni şey BM başta uluslararası organizasyonların yeniden revize edilmesi gerçeği.  Artık ABD ile birlikte Rusya, Çin İngiltere ve Fransa’nın daimi üye statüsü ve veto haklarının yeniden sorgulanması ve yeniden güncellenmesi BM’ye kayıtlı 193 ülkenin dönüşümlü daimî üyelik statüsünü kendi içinde yeniden revize edilebilmesi ve daimi statü statükosunun ortadan kaldırılarak salt çoğunluk demokratik kriterine yeni bir kapı aralanabilmesi gerekiyor.

Russell Crowe’nin Gladyatör filmini izlemişsinizdir. Filmde, gladyatör olarak arenalarda, yaşamak ve intikamını alabilmek için her milletten en barbar sadece kan dökmekten beslenen sırtlan savaşçılarla savaşmak zorunda kalan bir Roma generalinin var oluş mücadelesi anlatılır. Bu Roma generalini halkın sevgilisi yapan sadece cesareti ve profesyonel savaşçılığı değil aynı zamanda Roma’nın entrikaları, ikiyüzlülüğü ve ahlaksızlığı karşısında dürüstlüğü, ahlakı, insani değerleri  kısaca erdemi temsil etmesiydi.

Bugün  BM’yi oluşturan 193 ülkeye dönüp ‘’ ABD ve Batı’nın yüzsüzlüğünü’’  ekonomik ambargolara maruz bırakılmak pahasına dünyanın ve özellikle ABD, İsrail  veya Batı’nın adeta yüzüne haykıran ve dünyadaki tüm adaletsizliği, zulüm ve zalimliği dünyanın özellikle batının yüzüne vuran vururken de olabileceklerden gocunmayan bir liderden cesur bir Gladyatör’den bahsediyorum.

İşte dünyanın şu an ihtiyacı olan gerçek liderlik budur. Zira gerçek liderlik, geleceği öngörebilmenin yanında ciddi bir “donanıma” ihtiyaç duyar. Donanım ise “tecrübe ve cesarete” muhtaçtır. Tecrübe ve cesaret neye muhtaçtır derseniz o da bir amacı erdem olan zulüm ve sömürüye karşı vicdanlı bir ‘’ahlaki dik duruşa’’ ihtiyaç duyar.

Dünyaya umut olması gereken uluslararası yapıların işlevsizleştiği ABD başta batının bu çok yüzlülüğü karşısında insanlık onurunun ayaklar altına alındığı insani değerlerin Gazze’nin çocukları ile birlikte enkaz altında kaldığını haykıran lider profili yine Cumhurbaşkanı Erdoğan olmuştur. Erdoğan, işte bu vicdani ve ahlaki duruşu ile dünyanın mazlum milletlerin sesi olurken ABD ve İsrail başta kişiliksiz Batı’nın yüzüne tükürmüş adeta içinden geçmiştir.

Dün BM Genel Kurulunda adaletsizliğe, zalimliğe, dünyanın şahsiyetsizliğine adeta meydan okuyan cesur yürekli bir Gladyatör ile kandan beslenen sırtlanlar güruhunun yüzlerine vurulan pespayeliği karşısında acizliğine şahit olduk.

 

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Polis Şeyda Yılmaz’ın Katiline Gül mü Takdim Etmeliydik?

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.