a

Polis Şeyda Yılmaz’ın Katiline Gül mü Takdim Etmeliydik?

Maalesef dün İstanbul Ümraniye’de motosiklet hırsızlığı şüphelisini yakalamaya çalışırken çıkan arbedede silahlı saldırıya uğrayan 27 yaşındaki Polis Memurumuz Şeyda Yılmaz, şehit düştü.

26 suç kaydı bulunan suç makinası Yunus Emre Geçti adliyeye siyah çöp poşeti giydirilerek iki kadın polis eşliğinde Hayvan Durum İzleme Amirliğine bağlı hayvan taşıma aracıyla götürüldü. Bu muamele bu suç makinasına sen aslında hayvandan başka bir şey değilsin manasına gelecek bir mesajdı aslında.

Eminim ülkenin büyük bir kesiminin bu suç makinasına yapılan bu muameleyle bir nebzede olsa içi soğumuştur desek yanılmış olmayız.

Büyük bir kesim diyorum çünkü geriye kalan kesimin sırf muhalefet etmek adına özellikle muhalif ulusal medyanın ‘’ bir hukuk devletine yakışmayan muamele’’ şeklinde serzeniş ve eleştirilerine tanık olduk.

Ne yapmalıydık yani?  Polis kızımız Şeyda Yılmaz’a kıyan bu hayvana gül mü takdim etmeliydik? Yoluna kırmızı halı mı sermeliydik?

Gerçekten garip bir toplumuz. Şimdi soruyorum. Eğer bu şehit polis memuru kız sizin kızınız olsaydı bu kadar rahat ve duyarsız bu kadar demokrat olur muydunuz?

Hiç sanmıyorum. Bu katil bu suç makinası elinize geçse bırak böyle bir muameleyi hayatı ona yaşanmaz ederdiniz. Ama konu başkasının evladı, eşi, annesi olunca ateş başka ocaklara düşünce, hele acı sizden uzaksa en iddialı demokrat en iddialı insan hakları savunucusu kesilirsiniz.

Bu suç makinası bazı kesimlerce her fırsatta örnek gösterilen batı değerlerinin ikonu, rüyalar ülkesi olarak yere göğe sığdıramayan ABD’de olsa muhtemelen tıp öğrencilerinin üzerinde pratik yaptığı denek olarak kullandığı içi dışı parçalanmış kadavra olurdu. Orada bırak ısrarla uyarıyı   bırak siyah çöp poşeti giydirmeyi bırak hayvan taşıma aracıyla adliyeye götürülmeyi elini aşağı indirdiği an poliste onu aşağı indirir kadavra ederdi.

Artık duyarlı olalım toplumun genel hassasiyetlerine. ABD ve Batı’yı örneklendirerek kraldan fazla kralcı olmayalım. Her zaman söylerim batı, ikiyüzlü, samimiyetsiz ve faşisttir. Kendi insanı dışındakileri umursamaz ve yok sayar onlara göre dünyanın geri kalanı bir böcektir. Demokrasi ve insan haklarını kendi vatandaşına mümkünse kendi ırkdaşına kendi inanç sahiplerine reva görür. ABD’de ırkdaş olmayan zencilerin kendi vatandaşı olmalarına rağmen polis kurşunuyla öldürülmesi bunun en açık örneği değil midir?  Siz ABD’de hiçbir beyazın polis kurşunuyla öldürülen zenci için polise tepki gösterdiğine şahit oldunuz mu?

Gazze’de Batı Şeria’da kadın, çocuk, yaşlı demeden soykırıma tabi tutan İsrail’e sessiz kalınıp hatta desteklenirken Ukrayna’ya silah destek verilirken aynı zamanda ülkeden kaçan sarışın, beyaz tenli, renkli gözlü Ukraynalı sivillere sahip çıkılması bir insani çelişki  açık bir ikiyüzlülük değil midir?

Suçluya suçlu olduğu hatırlatılmalı, yok ettiği can karşılığında hak ettiği şekilde davranılmalıdır. Artık  ‘’batı ne der’’ klişesini bırakıp kendimize dönmeliyiz. Zira bu  ” Batı değerleri’‘ sloganı  midemi bulandırmaya başladı.

Ayrıca cezalarda iyi hal indirimini uygulanmamalıdır. Takım giydi kravat taktı diye katil, bu suçta olduğu gibi içinde uyuyan canavarla birlikte sokaklara salınmamalıdır. Bilinmelidir ki bu serzeniş bu hissiyat toplumun genel hassasiyetidir.

Hakiminden savcısına yargı merciinin her aşamasında görev yapanlara sesleniyorum. Lütfen bu hassasiyeti gözardı etmeyin!

 

 

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

BÜYÜK TURAN’IN AYAK SESLERİ…