a

ADALET VE GÜVEN

Devlet, iki değer üzerine inşa edilir. Bunlar, ‘’ Adalet ve Güven’’ dir.

Vatandaş perspektifinden bu iki kavramın kendi yaşam pratiklerinde yaşatacağı herhangi bir eksiklik beraberinde ciddi bir zafiyeti getirirken devlete olan o sarsılmaz bakış açısını da değiştirir.

Her iki değer birbirinin alternatifi değildir. Ancak birbirinin tamamlayıcısıdır. Ancak reel politikte durum farklıdır. Bu bazan seçmenin irade ve ferasetine göre ayrıştırılabilir. Örneğin 14-28 Mayıs 2023 genel ve 31 Mart 2024 yerel seçimleri gibi.

14-28 Mayıs 2023 seçimlerini hatırlayalım.

Seçmen, muhalefetin bol keseden vaatlerine karşılık hükümeti yeniden iktidara getirmiş yeniden bir güven tazelemesine kapı aralamıştı.

6’lı masa muhalefetinin burada hesap edemediği şey halkın zaman içinde ciddi bir feraset ile olgunlaştırdığı oy verme davranışının evrimleşmeye uğradığı gerçeğini göz ardı etmiş olmasıydı.

Ayrıca yaklaşık çeyrek asırlık iktidara yeni bir iktidar vererek başarısını taçlandıran, vatandaşın 6’lı masa ve genel başkanlarını Cumhur İttifakına ve özellikle Sayın Erdoğan’a alternatif görememesi gerçeğiydi.

Dönemin CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu’nun   HDP ile yaptığı 12 maddelik içeriğini bilmediğimiz ancak sonradan şahit olduğumuz öne çıkan ‘’ kayyumluk’’ meselesini rafa kaldıran ve ‘’Öcalan’a özgürlük’’ vaat eden o gizli protokolün emarelerini seçmende yarattığı kuşku nedeniyle ” GÜVEN’‘ memesi  Cumhur İttifakının o ‘’ GÜVEN’’ iklimine yeniden sığınma talebiydi.

Ve 21 yıllık iktidarları döneminde enflasyonu %6-9 aralığına indirme, savunma sanayi başta alt ve üst yapı yatırımları gibi birçok alanda ülkeyi getirdiği seviyeyi dikkate alarak ‘’ KALKINMA’’ üzerinden ‘’ yaparsa AK Parti yapar’’ mottosuna bir kez daha fırsat verme iradesiydi.

Yaklaşık on ay sonra yapılan 31 Mart 2024 yerel seçimlerde iktidara kaybettiren ise isim logosunun başında yer alan ‘’ ADALET’’ kavramının altının iktidar tarafından ekonomik perspektiften bakıldığında yeterince doldurulamamasıydı.

Ben hep şuna inanırım. Bir konu ile ilgili bir yorum yaparken o konuyu konu haline getiren sebepleri de konunun içine dahil edip konu ile birlikte ele alarak birlikte analiz etmenin daha sağlıklı çıktılar ayağı yere basan daha sağlam sonuçlar vereceğini düşünen biriyim.

Bunları söylerken şunu düşünmek gerekiyor. Bu ülke 40 yıldır PKK gibi bölücü terörle uğraşıyor. Maliyeti 2 trilyon dolar olduğu ifade ediliyor. Türkiye’nin şu an için GSYİH yani milli gelirinin 1 trilyon 119 milyon dolar olduğu düşünüldüğünde terörün maliyetin bu ülke için vahametini varın siz hesap edin.

Ayrıca geçen yıl 6 Şubat 2023’te asrın depremini yaşadık. Ülkeye maliyeti 105 milyar dolar. Tüm bunları hesap ederek ülkenin kronik enflasyon sorununun temellerine inip sağlıklı bir analiz yapmazsak sağlıklı ve hakkaniyetli bir netice almış sayılmayız.

Ancak tüm bunlar halkın refahı için engel meseleler değildir. Nasıl enflasyonu geçmişte %6-9 aralığına indirmişsek yine indiririz. Bugüne gelindiğinde can sıkıcı asıl mesele şu; özellikle emekliler başta sabit gelirliler enflasyonun ağır yükü altında ezilirken sermaye sahibi zenginlerin servetinin uluslararası ekonomi kuruluşlarının tespitine göre 2022-2023 aralığında % 158 oranında artarak dünya ortalamasının en başlarında yer alırken bu zenginleşme ve getirdiği refahın ‘’ tabana yansımaması’’ durumudur.

31 Mart 2024 seçimlerinde iktidarın yerel mağlubiyetinin en büyük nedeni işte budur. Zengin daha zengin olurken fakir dahada fakirleşerek iki sınıf arasındaki uçurumun gittikçe açılması bunun 2024 yerel seçimlerine yansıması durumudur.

Son bir yıldır ekonomi yönetimi Mehmet Şimşek’in öncülüğünde radikal ekonomik tedbirler uygulayarak enflasyonun ateşini aşağılara çekmek için olağanüstü çaba sarf ediyor.

Elbette bu büyük ülke bunlarında üstesinden gelecek. Artık radikal tedbirler geliyor. Ancak bu tedbirlerin uygulanmasının kurumsallaşması önem arz ediyor. Devlet serbest piyasa ekonomisi diyerek piyasayı kendi haline bırakmamalı gerektiğinde radikal cezalarla önlemini almalıdır.

Örneğin yeni vergi paketinde yer aldığı üzere büyük kazanç sahiplerine dokunularak kazançları oranında ‘’ çok kazanandan çok az kazanandan az ‘’ vergi alınması vatandaş nezdinde önemli bir karşılık üretir.

Zira bu iktidar döneminde ticari alanda sağladığı gelir artışı ile o kadar çok sermaye sahibi o kadar çok obez zengin türedi ki bunların vefa gereği değil elini taşın altına gövdesini koyması gerekiyor.

Ancak bu gibi zengin şirketlerinin büyük çoğunluğu kurumlar vergisinden muaf olacak şekilde bir uygulamaya dahil olduğu toplamı 450 bin olduğu söyleniyor. Ayrıca yap-işlet-devret modeli gibi kamu- özel ortaklığı olarak iş birliği içinde yürütülen köprü ve yol gibi büyük projelerde iş yapan ve sayı olarak 40 küsür civarı olduğu söylenen bu şirketlerin   37 tanesinin vergiden muaf olduğu ifade ediliyor.

Artık bunlar gibi vergi muafiyeti uygulamalarına bir son vermek bu 450 bin şirkete şimdiye kadar kazandıklarının diyeti olarak bu enflasyon ortamında gövdelerini taşın altına koymalarını onlardan beklemek gerekiyor.

Bunlar gibi belki günlük harcamaları 5 milyonlarla ifade edilen bu kesimleri emekli Ahmet amcadan ayırmak benzer muamelelerle bir tutmamak gerekiyor. Örneğin sarı yanarken kırmızı ışıkta ceza yiyen emekli Ahmet amca ile kırmızı ışık tanımayan iş adamı Taner Bey’i ayrıştırmak gerekiyor. Emekli Ahmet amca bu ceza ile ciddi bir can acısı yaşarken Taner Bey için aynı ceza bir şey ifade etmeyebiliyor. Taner Bey’e servetine göre keseceğiniz bir ceza onun için caydırıcı olabilir veya onun canını yakabilir. Servete göre vergi örnekleri pek çok batı ülkesinde uygulanıyor.

Eğer yeni vergi yasası ile vergiyi insanların geliri ile orantılı alırsanız, orantısız büyüyen zenginlerden orantılı vergi alır, muafiyete tabi şirketlerin vergi muafiyetini kaldırır, vatandaşı refahı tabana yayacağınıza ikna eder o güveni sağlarsanız yıllardır külfete katlanan dişini sıkan halk yine dişini sıkar.  Yine külfete katlanır.

Yeter ki siz üst siyasal elitlerin ve varlık sahibi obez zenginlerin elini taşın altına koyduğunu bir görsün yeter…

 

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

VEKİL MİSİNİZ PROVOKATÖR MÜ?

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.