Ana muhalefet perspektifinden siyaset, tam bir ahlaki yozlaşma girdabında çırpınıyor desek herhalde yanılmış olmayız.
Ortalığa saçılan pisliği sürekli halının altına süpürmeye çalışan, yaşananlarla yüzleşmek yerine yüzleşmemeyi tercih eden bir ana muhalefetle karşı karşıyayız.
Ana muhalefet CHP’de hem ahlaki hem de milli bir ‘’ politik restorasyona’’, belki politik vizyonsuzluğun getirdiği bir nevi ‘’politik mutasyona’’ ihtiyacı olduğu ortada.
Zira halı altına süpürülen gizlenme ve kamufle olma imkânı kalmayarak etrafa taşan pislik, çevreye yayılan kokusuyla artık tahammül edilemez bir hal alırken CHP, bu pislikleri gizlemek adına artık çöp ev olmaya doğru gidiyor.
Bir taraftan yukarıda ifade ettiğim üzere usulsüzlük, yolsuzluk ile ortaya çıkan bu siyasal çirkinliği, boykot ve sokak eylemleri üzerinden toplum mühendisliği kurgusuyla manipülasyon üzerinden ‘’siyasal mecraya hapsederek örtbas etme’’ telaşıyla hareket ederken diğer yandan geçmişin sünepe Türkiye’sinin pısırık liderlerini hizaya çeken Batı liderlerinin, bu pısırık liderlere parmak sallama refleksinin özlemi olsa gerek, ülkesini dışarıya şikâyet etme işgüzarlığı peşinde çırpınıp duruyor.
Bu, siyaset sosyolojisinde bir ‘’ milli duruş üşümesidir.’’
Ana muhalefet genel başkan ve yönetimi, yüz yıllık partiye reva görülen her pisliği sürekli halının altına süpürmek yerine, pisliğe bulaşmış her siyasetçisine hesap sormuş, safralarından kurtulmuş olsa hem partiyi temize çıkartırken hem de bu tip siyasetçilerin parti içinde yuvalanmasının önüne geçerek partiyi bir rant aracı görme zihin algısını ortadan kaldırmış olabilirdi. Ancak görünen o ki CHP genel başkanı Özgür Özel’in pisliği temizlemek bununla mücadele etme gibi bir ajandası olmadığı açık.
Politikanın bir siyasal araç olma kimliği üzerinden birçok tanımı vardır.
Bu alanı kimisi değerleri esas alan ‘’ hizmet’’ alanı kimileri ise ‘’ oportünizm üzerinden ‘’çıkar’’ alanı olarak konsolide eder.
Politikanın asli unsuru yönetim ve kişisel yetkinlikleri içeren bir liyakat bir donanım alanıdır. Bu yüzden politika için donanım, birikim ve bu meziyetlerle birlikte gelecek tasavvuru klişesi üzerinden geçmiş ve bugünü harmanlayarak yarınlara dönük güncellemeler içeren yetkinlik ve yeteneklerin etkinlik sahasıdır da desek yanılmış olmayız.
İşte politikayı bu alanı kıymetlendirir.
Dolayısıyla demokratik enstrümanların en vazgeçilmezlerinden olan politika; sorunların, güçlüklerin aşılmasında, yeni ihtiyaçların belirlenmesinde ve gelişmesinde, bugünü ve geleceğe dair yönetme becerilerinin gelişiminde başvurulacak yegâne alandır.
Hizmet alanı üzerinden yapılan politika gerek siyasal mecraya ve gerekse kişiye itibar, saygınlık yüklerken menfaat üzerinden yapılan siyaset hem siyasetçiyi küçültür hem de siyaset yapılan alanı yozlaştırır.
Politika insan odaklı yapıldığı için politik alanı, içi kof bir derinliği olmayan köhne sloganlarla, iddiası ve idealleri olmayan koşullara göre değişen fikirlerle veya gayri milli politikalarla beslersek yani sadece oy avcılığına uyarlanan bir alana hapsedersek güçlü fikirleri güçlü hizmet projeleriyle buluşturamayız.
Bu durum politikanın, sorun çözme kapasitesini yok etmenin yanında kolaycılığa alan açarken eylem alanını fikir üretim mekanizmasını körelten bir mecraya hapseder.
Politikada başarı, iktidar- muhalefet terazisinde eylem pratiklerine altık oluşturacak fikir ve hizmet kalibresi ile ölçülür.
İnsana hizmeti esas alan fikri kalibrenin uygulanabilir etki gücü ve kapasitesi, muhalefet partilerinin iktidarı için hedef aracıdır, iktidar değişimlerinin temel belirleyicisidir.
İşte bundan dolayıdır ki ana muhalefet partisi CHP ve lideri Özgür Özel, muhalefet yapma saikini kendi iç mecrasına dönerek yapmalı, gayri milli saiklerle dışarıya şikâyet ederek yardım dilenerek değil.
Neticede böyle bir çabanın da bir karşılık üretmediği veya üretmeyeceği yeni Türkiye konjonktüründe ortada iken ülkeyi inşa eden parti olma klişesine orta ve uzun vadede kalıcı hasarlar bırakacağı bir realite olarak karşımızda durmaktadır.
Ana muhalefet CHP, ‘‘ ne olacak bu CHP’nin hali” dedirtecek temiz bir siyaset için ciddi bir yüzleşmeyle karşı karşıyadır.
Ya şu an yaşadığı yolsuzluk, usulsüzlük gibi ahlaksızlıklarla yüzleşerek anatomisine uyarlayacağı yeni ve ‘’ temiz siyaset’’ tarzıyla ” milli siyaseti de” sırtlanarak kendine yeni bir yol açacak ya da yeni doku lezyonlarıyla ‘’ bünyesine metastaz atmış’’ parti sıfatıyla akıbetini bekleyecek.
Hakan Fidan:” Mandacı Zihniyle Konuşamazsınız. Bu Ülkenin Bir Namusu, Şerefi, Haysiyeti Vardır.”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.