Özgür Özel’in Ülkeyi Normalleştirme Çabası ve Kliklerle Meydan Muharebesi

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Siyaseti fonksiyonel hale getiren liderlerdir!

Bugün muhalefet perspektifinden bakıldığında genel siyaset zemininde ciddi bir siyasal liderlik sorunu yaşandığı ortada. Özellikle ana muhalefet perspektifinden bu durum dahada belirginleşmiş durumda.

Lider sorunu derken kastettiğim Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğindeki iktidar partisinin karşısında muhalefet olarak siyaseti dönüştürecek politikalar üretecek bunu yaparken dönüşümün   ateşleyicisi olabilecek   bir lider profilinden bahsediyorum.

Seçmen davranışı, gerek siyaset sosyolojisi gerekse siyaset psikolojisinde önemli bir yer tutarken bunu bütünleyen bazan ekonomik sebepler bazanda ideolojik, güvenlik, etnik   sebeplerdir. Ancak siyasete can suyu veren uğrunda fedakârlık yapılabilecek zemin ise ancak lider potansiyeli ile örülür ve arkasından yürünerek mesafe alınabilir.

14-28 Mayıs 2023 seçimlerinde kazanmasına kesin gözüyle bakılan Kemal Kılıçdaroğlu ile yaşanan hezimet ana muhalefet başta bazı muhalefet parti liderlerinin değişimine neden olmuştu. Muhalefet cenahının, iktidara en yakın olduğu bir seçim atmosferinden yine mağlup çıkması muhalefetin seçim stratejisinin sorgulatırken iki şey kazanılabilecek bir seçimin kaybedilmesine neden olmuştu.

Birincisi HDP ile yapılan iş birliği ile ülkenin muhalefet üzerinden güvenlik stratejisi sorgulanmış seçmen oy davranışı tercihini Cumhur İttifakından yana kullanmıştı.

İkincisi ise Millet İttifakı’nın adayı Kılıçdaroğlu’nun ciddi bir karşılığı olan politika üretmeden sırf karşıtlık üzerinden hedef topluma dönük yalan, yanlış ve eksik bilgilerle bir nevi ‘’ enformatik cehaletin’’ getirdiği çarpıtma ve yalan üzerinden toplumu konsolide edeceğini sanarak başarıya ulaşacağını düşünme yanılgısıydı. Bunu yaparken iç ve dış siyasette yaptığı tahribat seçmenin gözünden kaçmadı.

Bu tür siyaset ile birine lider profili yükleme çabası onu gerçek anlamda lider yapmaz. Zira bu gibi kaygan referanslar yapsa yapsa böyle sözde lider profillerine yapay zeminde bolca şakşakçı tayfası üretir. Dolayısıyla Muharrem İnce’nin tabiriyle: ‘’ Çıkmışsın yenmiş, çıkmışsın yenmiş, yenmişte yenmiş’’ aşağılanması kaçınılmaz olur.

Artık ana muhalefette 2023 seçimleri sonrası yeni bir dönem başladı, Özgür Özel dönemi…

Bu dönem Sayın Özel’in tabiriyle normalleşme dönemi. Aslında ülkenin de ihtiyacı olan da tamda budur. Hem de bölgenin bir ateş çemberi içinde olduğu bir süreçte.

Ancak 1 Ekim Meclis açılışında CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açılış konuşması için meclise girdiğinde parti olarak ayağa kalkma ve alkışlama kararı üzerine eleştiriler aldı. Sayın Özel, bu tepki karşısında verdiği cevap tamda bir devlet adamı olma pozisyonuna yakışır bir ifadeydi.

İfadesinde; ‘’ Biz parti olarak onun şahsına değil, makamına ve ona oy veren 26 milyon seçmenine ayağa kalktık ‘’ demesi oldukça anlamlı ve Cumhur İttifakı seçmeninde ciddi bir karşılık üreten söylemdi. Yukarıda ifade ettiğim üzere siyaseti fonksiyonel hale getiren liderlerdir.

Elbette bu söylemin dip dalgası 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde 47 yıl sonra yerelde iktidar olma neticesinin siyaset zeminindeki projeksiyonuydu. Eğer genel siyasette de iktidar olmak isteniyorsa bu mutedil ve makul söylemlerin eylem ve davranmışların tezahürü önemlidir. Zira insan fıtratı makul ve makbul zihin kodlarıyla yaratılmıştır.

Sayın Özel, ‘’geren adam Kılıçdaroğlu’’ gibi değil ‘’ farkında olan adam Özel’’ gibi siyaset üretirse hem devlet adamlığı hem de liderlik profili belirginleşir.

31 Mart seçimlerinde rüştünü ispatlamış olan Sayın Özel’in bundan sonra yapması gereken parti içi muhalefeti, hizip ve klikleri etkisizleştirerek güç devşirmesi gerekiyor. Yoksa genel başkanlığı sorgulanır. Zira insan fıtratı istisnalar dışında gücün peşine takılır. Menfaat, istek ve arzular dünyevi beklentiler ancak güce boyun eğer. Bunu sağlarsa yaptığı politikalar veya ortaya söylenmiş makul ve mantıklı söylemleri sorgulanmaz.

Sayın Özgür Özel’in önünde meşakkatli ve sancılı bir dönem var. Zira La Fontaine’nin ifadesiyle; ‘’ Hiçbir zafere çiçekli yollardan gidilmez.’’