İsmail Şimşek / Siyaset Bilimci/ Siyasal Analist
Önce İmamoğlu’nun usulsüz hak edilmemiş diploma gerçeği sonrasında ise bizzat ana muhalefet CHP’nin içinden bir kısım partililerin ihbarı ile yolsuzluk, ihaleye fesat karıştırma, irtikap ve son olarak kişisel verilerin hukuksuz olarak ele geçirilmesi iddiası açık ve gizli tanıklar, ses kayıtları, bilgi ve belgelerle sabitlenmesi ciddi bir kokuşmuşluğu ortaya koyarken tüm bunların muhalefetçe AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan merkezli karşıtlık üzerinden sahiplenilmesi siyasetin ahlaki perspektifini öngörülemez bir güzergaha sokmuştur.
Şahit olduğumuz diploma düzenbazlığı, kamu gücünün kullanılarak elde edilen sebepsiz zenginleşmeye matuf bu vakanın içeriğini teşhir eden bilgi ve belgeler, bu belgelere erişme hakkına sahip sanık avukatlarının gözü önünde mahkeme kararı ile sabitlendiğinde İmamoğlu’na sahip çıkan kesimler ” gerçekleri bilmesine rağmen bilmezden gelen” anamuhalefet başta nasıl bir savunma mekanizması geliştirecekler,” antidemokratik ve hukuksuzluk metaforu” üzerinden üniversite gençleri ve toplumu sokağa davet ederek duygularını istismar ettikleri her şeyin, ileride gün gibi ortaya çıktığında halisane duygularla 23 Mart’ta tek adayla eğilim yoklaması ile sandığa davet edilip duygularını istismar ettikleri insanların yüzlerine nasıl bakacaklar bu insanlara ne söylenecekler, bu insanlara yaşattıkları travmayı nasıl yatıştıracaklar, ülkeye yaşattıkları ekonomi türbülansın sorumlusu olarak tüm bunları nasıl açıklayacaklar merak ediyorum.
Gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır. Gerçekler ileride ortaya çıktığında hala gerçekleri ört bas etme yoluna mı gidecekler yoksa başta sandığa götürdükleri insanlar olmak üzere tüm Türkiye’den, bu ahlaksızlığa sahip çıktıkları için onları bu ahlaksızlığa bulaştırdıkları için özür dileyecekler mi merak ediyorum.
Şu soruyu sormak yaşanan hadiselerin gözaltına alınma ve sonrasında tutuklanması yönüyle oldukça önemli. Ekrem İmamoğlu gibi gölgesi kendisinin önüne geçmiş bir siyasal figür; elde kuvvetli ve güçlü deliller olmasa tutuklanması hatta gözaltına alınması mümkün olabilir miydi?
Gelinen noktada Ekrem İmamoğlu gibi bir siyasal figürün gözaltına alınıp sonrasında tutuklanması, 13 açık tanık, 4 gizli tanık, 4 şikayetçi, eldeki bilgi ve belgeler, banka hesap hareketliliği usulsüz ihaleler üzerinden eldeki delillerin ne kadar güçlü olduğunu göstermektedir.
Eldeki deliller bu kadar güçlü olmamış olsa İmamoğlu gibi öne çıkmış bir siyasal figürün tutuklanması, siyasi ve yargısal sonuçları itibarıyla düşünüldüğünde mümkün olamayacağı ortada iken hala ” sözde temiz siyaset” adına bu kirlenmişliği savunmak, üniversite döneminde dahi usulsüz yapay geçişle usulsüzlüğü sıradanlaştıran böyle bir figüre sahip çıkmak erdemli ve ahlaklı siyaset açısından maşeri vicdanlarda sorgulanırken toplumu konsolide ederek iktidarı elde ederim beklentisiyle hareket eden, konjonktürü bu alana projekte etmeye çalışan muhalefet veya ana muhalefet açısından bu ” siyasal peyzaj’‘ çabasının ciddi siyasal bir karşılık üretmeyeceği ileriki zamanlarda ortaya çıkacaktır.
Gelinen noktada yaşanan bu hadisenin sonuçları ne olacak kime yarayacak derseniz. Bu yaşanan hadisenin kazanan olarak IN‘leri içten içe sevinip ne kadar dışa vurmasalar da Özgür Özel ve Kemal Kılıçdaroğlu olurken kaybeden olarak OUT‘ları Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş olmuş, siyaseten oyun dışı bırakılmış taca atılmışlardır.
Bunu ileriki zamanlarda hep birlikte görecek buna şahit olacağız.
İmamoğlu Tutuklandı ve Cezaevine Gönderildi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.