a

HEY GİDİ YILLAR

Feridun İPEKÇİ

EĞİTİMCİ / ŞAİR

                    HEY GİDİ YILLAR

Döndüm işte sana bitkin ve yorgun

Mehmet Efendi’nin oğlu Feridun

Ne gençliğim kaldı ne çocukluğum

Hatıralar saçlarımda “ak” artık.

 

Hani üstü saptan evimiz vardı

Elde çamur anam her gün sıvardı

Fareler durmadan cirit atardı

Her deliğe bir parça taş tıkardık.

 

Yağınca yağmurlar, akardı tavan

İç çekip, sessizce ağlardı anam

Her damlayan yere, koyup bir leğen

Sabaha dek uyumadan yatardık.

 

Babam o yıl pamuk para edince

Kiremit yaptırdı çatıyı önce

Tüm mahalle ortak oldu sevince

Çatısına döner döner bakardık.

 

Ve önünde asırlık dut ağacı

Ne sevinçler gördü ve nice acı

Yedi kardeş; üçü erkek, dört bacı

Gölgesinde ne keyifler çatardık.

 

Akşam olur; yanar lamba, gaz kokar

Çeyizler yapılır, mısırlar patlar

Yağ tükenmiş, tuz tükenmiş kim takar

Tüm dertlerin anasını satardık.

 

Yazın dama serilince yataklar

Alçalır yıldızlar, tutacak kadar

O büyülü dünya bir sesle çatlar

Kıra gidilecek, yatışın artık! ”

 

Köyün sineması uzaktı ama

Rüzgar getirirdi hepsini dama

Tüm kızlar aşıktı Tarık Akan’a

Biz Yılmaz’a ve Cüneyt’e akardık.

 

Akşamdan başlardı moda şarkılar

En çok “Beyaz Atlı ve Dağlar dağlar …”

Ne tasa kalırdı, ne yorgunluklar

Ferhat olur tüm dağları yıkardık.

 

Yazı yaban; kavun, karpuz ve pamuk

Yol boyları; gömeç, ıştır, karamuk

Kırık Köprü, Kandak, Mercin’de balık

Kimi zaman elimizde tutardık.

 

Bana Üç Tepeler Kafdağı gibi

Erişilmez ve gizemli gelirdi

İşte orda bir çiçek boy verirdi

Adı KUSKUS bilen bile yok artık.

 

Gücür Mezarıydı PAMPAL’ın yurdu

Mübarekler orda renk renk olurdu

Kim ki zarar verir, eli kururdu

Önünden geçmeye bile korkardık.

 

Araptelli, serçe, cuppal, tibili…

Görmeden tanırdık, sesinden belli

Ceplerde taş, ellerde kuş lastiği

Her ağacı günde on kez yoklardık.

 

Akrep düşmanımız, sebebi malum

Biraz köşker ipi, birazcıkta mum

Al sana macera, al sana oyun

Usanınca cayır cayır yakardık.

 

Taş duvarlar kertişlerin mekanı

Ne dinleri varmış, ne de imanı

Öyle derdi Kürt Ali’nin Osman’ı

Her birinden bir Ferguson yapardık.

 

Kırmızı karınca Türk’tü şüphesiz

Siyah karıncaysa gavur, edepsiz

Başlatır kavgayı, beklerdik sessiz

Türk yenince ne naralar atardık.

 

Başka oyunlar da oynarık elbet

Çelik çomak, seksek ve uzun eşek

Yine de “uçurtma” en birinci zevk

Alşama dek çamurlara batardık.

 

Göçtü Ali Ağa, Pelvan Hüseyin

Marrem Dayı, Hallibrahim, Kadir Cin

Hiç birinin yeri dolmuyor, niçin

Alınmıyor bayramlardan “tat” artık.

 

İşte böyle köyüm kapına geldim

Dün de seviyordum, bugün de sevdim

Yine de eskiden daha güzeldin

Tek kusurun, çocukluğum yok artık

Hatıralar yüreğimde “ok” artık.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

HEY GİDİ YILLAR

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.