a

EZBERCİ NESİLDEN; DÜŞÜNEN NESİLE…

Eğitim sistemimizin tarihi serencamına bir göz attığımızda dünden bugüne tam bir yaz boz tahtası. Bugünlerde yeni bir müfredatla tanıştırılıyoruz. Bakan Tekin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katıldığı bir toplantı ile uzun süren bir çalışma neticesinde ortaya çıkarılan bu yeni müfredatın tanıtımını yaptı. Yeni Müfredat modelinin adı: ‘’ Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’’

İlk paylaşıldığında taslağa bir göz atmıştım. Bu yeni müfredat ile eğitim sistemimiz neredeyse büyük bir değişime tahvil etmiş görünüyor. Artık zararın neresinden dönersek kar diyecek kayıp yıllarımızı telafi edecek bu yeni müfredatla yola revan olacağız.

Geçmiş, geleceğin dikiz aynasıdır. Geleceğe yürürken geçmişteki hataları yapmamak adına arada dikiz aynasına bakıp geleceğe güvenle yürüyeceğimiz yolculuk serüvenimize devam etmek gerekiyor.

Geçmişte bir türlü bu alana odaklanıp kendi kültür havzalarımızla dünyanın geldiği seviye ölçütünü buluşturup bunu eğitim sistemimize entegre edemedik. Elbette iyiyi daha iyiyi elde edebilmek için çağın koşullarına göre bu alanı da her alanda olduğu gibi güncellemek şart.

Bu alanda bu kadar sık müfredat değişikliği öğrenci ve veliler başta öğretmenlerimiz dahil herkesi yorarken nedense bir tek Milli Eğitim camiamızı yormadı. Her zaman söylerim ‘’gelecek nesiller, bir ülkenin geleceği, kutup yıldızıdır.’’

İyi eğitimli iyi yetişmiş bir nesil, ülkelerin geleceğinin varoluşsal sebebidir. Tersi durumda ise ”varoluşsal tehdididir.”

Madem eğitim bu kadar önemli neden bugüne kadar bu alanda ezberci eğitimi öne çıkardık? Düşünen, yorumlayan, karar veren, kurgulayan ve uygulayan nesil yerine neden ezberciliği tercih ettik niçin ezberci nesil yetiştirdik?

Dünya ne yapıyor. Eğitimde hangi ülkeler daha başarılı bu ülkeler bu işi nasıl beceriyor şimdiye kadar bunları neden ıskaladık?

Oysa eğitim eşittir, hayatın tam da kendisi.

Asıl olması gereken tüm öğrencilere aynı müfredatı dayatma yerine her öğrencinin kendi ilgi, yetenek, beceri ve hayallerine göre bir eğitim modelinin oluşturulması değil midir?

Kabul edersiniz etmezsiniz dünyada kabul gören ve öne çıkan eğitim modeli artık budur. Yani ‘’ ezber’’ değil geleceğin eğitim modelinin üç mottosu ‘’ ilgi, yetenek, beceri…’’ Kısaca ‘’ düşünen, yorumlayan, karar veren, kurgulayan ve uygulayan’’ nesil.

Yeni eğitim müfredatıyla geçte kalınsa artık bu motto üzerinde yürümeye çalışacağız. Yeni müfredatla birlikte teorik eğitimin yerini artık yetkinlik eğitimi alacak; okulun, öğretmenin, basılı kaynakların rolleri tümden değişmeye uğrayacağı neredeyse ortada.

Bu sisteme göre okul ve öğretmen artık ‘’öğreten değil, yönlendiren ‘’ konuma gelecek.  Kitapların yerini, artık tümden dijital kaynaklar alması öngörülüyor.

Daha önce bahsettiğim gibi eğitim konusu bir beka sorunudur. Bu alana gereken önem fazlasıyla gösterilmelidir.

Zira israf, felakettir! Hele eğitimli insan israfı tam bir felakettir.

Eğitimli insan israfını önlemenin yolu; akıl, bilim, liyakat ve özellikle de bunların eğitime entegrasyonundan geçiyor.

Düşünüyorum da eğitimli ve okumuş insan israfının ülkesel felaketlere neden olabileceği eğer zamanında öğretilmiş olsaydı, bugünün yetişkinleri akıl, idrak ve sağlıklı karar verme süreçlerinde bu kadar nemelazımcı bu kadar savruk olurlar mıydı?

Özü itibarıyla bana göre eğitim ve öğretim iki ayaklı birer saç ayağıdır. Eğitim önce gelir. İnsan eğitimliyse sonra da olsa öğrenir. Eğitimi ıskalarsanız eğitimsiz insan olarak sonra öğrendikleriniz topluma bir fayda sağlamaz. Zira bugün yaşadığımız tüm sorunların kökeninde eğitimin daha doğrusu eğitimsizliğin yattığı ülkemiz perspektifinden yadsınamayacak bir realitedir.

Şundan eminim eğer ülke olarak siz kendinizi ciddiye almazsanız, sizi hiç kimse ciddiye almaz!

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Kayyumluk Meselesi, DEM Parti ve Ana Muhalefetin Politik Ahlak Çıkmazı

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.